İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Teşkilat-ı Mahsusa’nın Genel Değerlendirmesi ve Son Buluşu

Teşkilat-ı Mahsusa başlarda Kafkasya’daki Türkleri Rusya boyunduruğundan kurtarma çabasından iken İslami politikalara yönelmiştir. Bu istek ve arzu Bolşevik Devrimi neticesinde Alman ve Osmanlı orduları tarafından hezimete uğratılan Rus Ordusu’nun büyük bir kışkırtma ile savaş içine çekilip Türkler’i boyunduruklarından kurtarma cazip hale gelse de başarılı olunamamıştır. Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kafkasya siyaseti bu minvalde şekillenmiştir. Ancak “Büyük Turan Devleti” hayalleri gerçekleşmeyecektir. Kısmi başarıların telaşlı fiiller nedeni ile kalıcı başarılara dönüşmediği örnekleri çokça yaşanacaktır Kafkasya’da.

Trablusgarp Cephesi’ne Dr. Philip H. Stoddard, yazdıkları dikkate değerdir;

“Enver Paşa’nın ve Teşkilat-ı Mahsusa’nın önce İtalyanlara, sonra İngiliz ve Fransızlara karşı Kuzey Afrika’da verdiği mücadele gerçi sonuçsuz kalmıştır, ama azimli Osmanlı subaylarının komutasında, Almanların yardımıyla bir grup inançlı kişinin nasıl bir tehlike yaratabileceğini de göstermiştir. Ancak, bu mücadele, İngiltere ve Fransa için savaşın genelinde pek büyük bir endişe kaynağı olmamıştır, çünkü Mısır ve Tunus’a ciddi bir tehdit oluşturmamıştır. Birçok yazar, girişilen mücadelenin yararlı, son derece düşük maliyetli bir operasyon ve 1911 – 1918 döneminde türünün en başarılı örneği olduğunu kabul ederler.

Örneğin, Batı Sahra’yı savunma harekâtı, İngiltere’nin 30.000’in üzerinde askerini ( çoğu sömürgeli ve Mısırlıydı) bağladı. Öte yandan, sadece yaklaşık 300 ile 500 arasında Türk subayı ve askeri ile birkaç Alman bölgeye giderek faaliyette bulunmuştur. Bu da Osmanlı Devleti’nin buraya katkısının sayıca ne kadar küçük olduğunu göstermektedir. İtalya’da pek başarılı olmadı. Dünya Savaşı’na katıldığı süre boyunca Trablusgarp sahilinde 60.000 asker tuttu. İngilizlerin verdiği kayıplar gerçi önemsizdi, ama savaş koşulları bir hayli çetindi. İngiltere sadece 1916 yılına kadar bu harekât için 80 milyon sterlin harcamak zorunda kalmıştı. İtalya ve Fransa’nın yüklendiği maliyeti saymıyoruz. Operasyonun ilk evresi, daha sonraki Teşkilat-ı Mahsusa operasyonlarının prototipini oluşturuyordu ve Enver Paşa’nın kafasında şu düşünceyi yaratmıştı: Bedevilerin Cihat’a gitmeye duydukları istek, Müslümanların yabancı saldırganlığına nefretiyle birleştirilir ve doğru yönlendirilirse, Osmanlı Devleti için Dünya Savaşı’nda bir güç kaynağı oluşturabilirdi. Olaylar bu düşünceyi haklı çıkardı”

Birinci Dünya Savaşı’nda önemli rol üstlenen Teşkilat-ı  Mahsusa, Mondros Mütarekesi’nden sonra dağıtılmıştır. Savaşta yenik durumda olan Osmanlı Devleti, İngilizler’e karşı Afrika ve Orta Doğu’da çetin mücadeleler veren Teşkilat-ı Mahsusa’yı da ortadan kaldırma harekatları resmi olarak başarılı olsa da fiili hayatta böyle olmadığı aşikardır. Çünkü, mütarekenin imzalandığı dönemlerde İttihat ve Terakki mensupları kendi aralarında yaptıkları toplantıda önemli kararlar alacaklardı. Ve 5 Aralık 1918’de göreve getirilen Hüsamettin Ertürk’e, Enver Paşa şöyle demişti:

“Şimdiye kadar vekâleten bakmakta olduğun Teşkilat-ı Mahsusa’ya bundan sonra riyaset edeceksiniz…Teşkilat-ı Mahsusa’yı resmen lağvedeceksiniz, fakat hakikatte bu teşkilat asla ortadan kalkmayacaktır…Teşkilat-ı Mahsusa’nın bundan sonraki ismi “Umûm Âlem-i İslâm İhtilâl Teşkilâtı” olacaktır. Muhaberelerimiz hep bu titr üzerine cereyan edecektir. Siz Türkiye’de bu teşkilâtın İstanbul Şubesi Reisisiniz. O’nu kuran benim, sizi seçen benim, yakında bu teşkilâtın heyet-i merkeziyesi Berlin’de toplanacaktır.”

“Enver Paşa’nın Hüsamettin Ertürk’e adını verdiği yeni örgütün yurt içinde herhangi bir çalışmasına rastlanmadı.”

İttihat ve Terakki mensuplarının önemli isimleri İstanbul dışına çıktıktan sonra Bahriye Nazırı Müşir İzzet Paşa’nın talebi ile Teşkilat-ı Mahsusa, Hüsamettin Ertürk tarafından yok edilmiştir.

Teşkilat-ı Mahsusa tasfiye edildikten sonra teşkilata ait mühimmatlar İtilaf Devletleri’nin baskılarına rağmen teslim edilmemiş ve milli mücadele için Anadolu direnişinde kullanılmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa’nın tasfiyesi sonrası yeni örgütlenmeler oluşturulmuştur. İlgili örgütlere buradan ulaşabilirsiniz.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir