İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’de Gıda Emperyalizminin İzleri

Gıda emperyalizminin en fazla ve yoğun yapıldığı alan yiyecek sektörüdür. Türkiye gibi ülkelerde yabancı sermaye sahibi ülkelere ait firmalar oldukça yoğun bir talepte bulunmakta ve mağazalar açmaktadırlar. Türkiye’de bizim ele alacaklarımız ve Türkiye pazarında büyük yer kaplayan zincirlerden bazıları, Burger King, McDonald’s, Starbucks, Kentucky Fried Chicken’dir.

Burger King’i ele alacak olursak…

Burger King, 1954 yılında James McLamore ve David Edgerton tarafından ABD’nin Miami kentinde açılmıştır. Türkiye pazarına 1995 yılında girmiştir. Türkiye’de 460’dan fazla mağazaya sahiptir. Türkiye’de TAB bünyesinde bulunan BurgerKing Avrupa, Asya, Amerika dahil olmak üzere en hızlı gelişen firma olmuştur. Türkiye’de Amerika ve Avrupa’nın aksine çok fazla tutulmuştur. Türkiye’de ilk şubesini Etiler’de açmıştır. Seçilmiş yer açısından bakacak olursak zengin kesimin yoğun olarak uğradığı yerde konaklanmıştır. BurgerKing Türk insanının gönlünü fethedebilmek için menüsüne dürüm eklemiştir ( fff-fastfoodfranchise).

Tüketicinin ilgisini çekmek için her türlü yolun başvurulduğu yegane sektörlerden biri olan gıda sektörünün fastfood zincirlerinden olan Burger King sadece Türkiye ‘de McDonald’sı geçmiştir. Bu durum yabancılar tarafından araştırılmaya değer bulunmuş bir durumdur.

Satışları düştüğü için telefonla sipariş sistemine geçmiştir. Bu sayede daha fazla insana ulaşabilecektir.

Bir başka fastfood zinciri olan McDonald’sa baktığımızda, Türkiye pazarına 1986 yılında giriş yaptığını görüyoruz. McDonald’s 180’e yakın şubesi ile Türkiye’de bulunmaktadır. İlk şubesini Taksim’de açmıştır. Yılda yaklaşık olarak 93 milyon kişiye hizmet vermektedir. McDonald’s etlerinin tamamı pınar etten, patates Konya Şeker’den, ve süt ürünleri Danone’den temin edilmektedir. 1991 yılında Türkiye’de çocuk menüsü satışları başladı. Arabaya servis restoranı kavramını 1993 yılında Merter şubesi ile getirdi. Malzemelerinin %98’ini yerli ürünlerden kullanmaktadır. Elmalı pasta, sandviçlere konan hardal sosu,  çocuk menülerine oyuncakların dahil olduğu %2’lik ürünler yurt dışından temin edilmektedir.  Bu ürünler Almanya, Fransa, İngiltere ve Uzak Doğu ülkelerinden sağlanmaktadır.

McDonald’s kendi tarihinde ilk kez Türkiye’de menü değiştirerek “MC TURCO” isimli bir ürün ekleyerek emperyal emellerini bir kez daha belli etmektedir. Bir millete air bir ismi ve tadı yabancı sermaye kullanarak para kazanmaktadır. Aynı durum Domino’s Pizza tarafından da yapılmaktadır. Türkiye pazarına 1996 yılında Ulus şubesi ile giren firma “Kayseri Ateşi” isimli ürünüyle tüketiciyi çekme niyetindedir.

Türk insanı tavuk konusunda oldukça iyi bir tüketicidir. Aklımıza hemen Kentucky Fried Chicken (KFC) gelmektedir değil mi? Millet olarak dışarıda yemek yemeye her zaman özenmişizdir. Çünkü bizlere televizyondan daima bu aşılanmıştır. Dışarıda yemek yemek gelişmişliğin göstergesi olarak gösterilmiştir. Her zaman her şeyi yanlış anlayan milletimiz bu durumu da abartmıştır. 1989 yılında Türkiye pazarına giren KFC için son 5 yılda müthiş bir patlama yaşatan milletimiz, şirketin Türkiye’de tutunmasında da büyük pay sahibidir. Aynı milletimiz klasik olarak gözükse de annelerimizin söylediği “Evde yapsam yemezsin!”  sözünü doğrular biçimde hareket etmektedir. Meğer annelerimiz haklıymış! Evde yapılınca değil dışarıda para verince yiyoruz!

Starbucks… Hepimiz mutlaka muhabbetini yaparız. Türkiye pazarına 2003 yılında girmiştir. Dünya “Türk Kahvesi” içerken biz Starbucks’a gidip arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Bunu yaparken de kahve kültürünü aşağılar mahiyette sözcükler kullanmaktayız. Bir kişi Starbucks’a gidiyorsa elittir…En azından bizim böyle bir algımız var. Garip bir milletiz, her durumda ve her alanda.

Ve daha nice firmalar ve ürünleri sayabiliriz.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir