İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Marshall Yardımları ve Truman Doktrini

İkinci Dünya Savaşı sonrası ilk emperyal adımlar Marshall yardımları ile atılmıştır. Marshall yardımları 1947 yılında öne sürülmüş ve 1948-1951 yılları arasında uygulamaya konulmuş Amerika menşeili bir ekonomik yardım paketidir.

Bu paketten aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülke yararlanmıştır. Bu ülkeler;  Arnavutluk, Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Hollanda, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre, Türkiye ve Birleşik Krallık’tır. Türkiye bu yardım paketi kapsamında 1948/1949 döneminde, 28 Milyon Dolar, 1949/1950 döneminde, 59 Milyon Dolar, 1950/1951 döneminde 50 Milyon Dolar olmak üzere toplamda 137 Milyon Dolar almıştır.

Yapılan bu yardımlarım amacı İkinci Dünya Savaşı sonrası bir süper güç olarak ortaya çıkan Sovyetler Birliği ve ideolojisinin dünyayı egemenliği altına almasını engellemekti. Amerika bu dönemde Avrupalı devletlerin yeniden ayağa kalkabilmesi için bu ülkelerin birbirleri ile yardımlaşmalarını ve bir ekonomik topluluk kurmalarını istedi. Bu bağlamda “Avrupa  İktisadi  İşbirliği Teşkilatı” kurularak hibe ve kredi yoluyla bu ülkelerin ayağa kalkmalarında büyük rol oynadıktan sonra 1949 yılında NATO’nun kurulması ile bu plan büyük ölçüde başarıya ulaşmış oldu.

Marshall yardımlarının ortaya çıkmasındaki temel nedenlerden biri olarak, İngiltere’nin Türkiye ve Yunanistan’a yaptığı askeri ve ekonomik yardımın artık yapılamayacağını duyurmasıyla o zamana kadar siyaset arenasındaki rolünü Amerika’ya bıraktığının deklare edilmesi olmuştur. Bu yardımın ilk adımı olarak siyaset literatüründe Truman Doktrini olarak anılan doktrinin sahibi Truman konuşmasında genel hatları ile Yunanistan ve Türkiye’nin ekonomik ve siyasal durumunun komünistlere bırakılmaması gerektiğinden bahsetmektedir. Truman 12 Mart 1947 yılındaki konuşmasında üç istekte bulunmuştur. Bu istekler şöyle sıralanabilir;

1- Türkiye ve Yunanistan’a yardım amacıyla 30 Haziran 1948’e kadar geçerli olmak şartıyla 400 milyon $ bütçe,

2- Yunanistan ve Türkiye’ye sivil ve askeri Amerikan personelinin gönderilmesi

3- Seçilecek Türk ve Yunan personelin Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitilmesiydi .

Dönemin önemli gazetelerinden Ulus ve Cumhuriyet Truman’ın bu konuşmasına büyük yer vermiştir. Gazeteler, Amerika Birleşik Devletleri’nin, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne Orta Doğu ekseninde önem verdiğini belirtmekle kalmıyor aynı zamanda Amerika’nın bir barış kurucusu olduğundan bahsediyordu. O dönemde çok az insan bu yardımlarım Türkiye’nin başına büyük felaketler açacağından, bağımsızlığına açık bir müdahale olacağından bahsediyordu ancak pek fazla dikkate alınmıyorlardı.Türkiye’ye ekonomik yardım yapılıp, yapılmaması gerektiği çok çetin tartışmalar sonucunda karara bağlanmıştır. Teklif, 22 Nisan 1947’de Senato’da 23’e karşı 67 oyla, 9 Mayıs 1947’de de Temsilciler Meclisi’nde 107’ye karşı 287 oyla kabul edildi. Doktrin temel olarak Yunanistan ve Türkiye’ye askeri yardımı içermektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa ekonomisi tam anlamıyla çöktü denilebilir. Savaş ülkelerin ekonomilerini tahrip etmişti ve Avrupa’nın ayağa kaldırılması gerekiyordu.

Truman Doktrini sonrasında Avrupa ekonomisini sistemleştirecek bir yapı kavramları ortada dolanırken Marshall planı olarak bilinen plan ortaya çıkmıştır. Ve Avrupa ekonomisini sistemleştirmek ve tahribattan kurtarmak için  Avrupa Ekonomik İşbirliği Konferansı adında bir örgüt kurulmuştur. Bu bağlamda ülkeler raporlar hazırlamış ve ABD’ye sunmuştur. ABD raporlar doğrultusunda Türkiye’ye Marshall Planı çerçevesinde Avrupa ülkelerine hammadde ihraç etme görevi yüklenmiştir.. Dolayısıyla Türkiye’ye sadece, kısa vadede Türk ekonomisinin mevcut düzeyini korumasına yardımcı olacak mamul maddeler gönderilebilirdi. Böylece, programın ilk 15 aylık dönemi için, tarım ve madencilik sektöründe kullanılacak aletler, elektrik malzemeleri,nakliye kamyonları, petrol ürünleri ve kereste biçiminde, yaklasık 59 Milyon $’lık yardım yapılması öngörülmekteydi.

Bu öngürü , Türkiye’nin Marshall planına doğrudan dahil edilmediğini göstermektedir. Daha sonraki girişimler sonucu Türkiye plana doğrudan dahil edilmiştir. 4 Temmuz 1948’de ABD ile Ekonomik iş birliği anlaşması yapılmıştır. Dört ana başlık altında yapılan yardım planı, hibeler,ödünç,yardım ve teknik yardım başlıkları altında toplanabilir. Türkiye hibe olarak yapılan yaklaşık 62 milyo dolarlık yardımı ABD’nin öngördüğü alanlar dışında kullanmayacağına dair anlaşma şartlarını kabul etmiştir. Bu da ekonomik açıdan bir bağımlılık göstergesi yanında bağımsızlık karakterini zedeleyici bir durumdur.  Türkiye ödünç olarak yaklaşık 72 milyon dolar yardım almış ve bu yardımın geri ödemesi ülkeleri ABD’ye bağlar duruma getirmiştir. Bu yardımlar sonucu Türkiye’ye verilen malzemelerin bakım ve onarımının masrafı Türkiye’nin kasasından çıkmakla birlikte bu durum ekonomide büyük yaralar açmıştır ve her yıl 145 milyon dolara yakın para bu malzemelerin bakım ve onarımına gitmiştir. Türkiye’ye gönderilen yardımların %60’ı tarım alanında kullanıldı. Türkiye 50’li yıllara gelindiğinde dünyada Buğday üretiminde çok önemli bir duruma geldi. Aynı dönemde Türkiye’de Amerikan mallarına karşı olan ilgi arttı. Ve bir Amerikan hayranlığı doğdu.  Türkiye bu yardımlar sonucu tarım alanında hammaddesel olarak büyük atılım yapmıştır. Ancak bu hammaddeleri değerlendirecek sanayi faaliyetleri desteklenmediğinden ötürü ekonomik olarak geliştiği pek söylenemez. Sonuç olarak Marshall yardımları ve Truman Doktrini çerçevesinde küreselleşen dünyada Türkiye bir hammadde üreticisi rolü üstlenmiş daha doğrusu üstlendirilmiştir. Amerika yeni düzenin patronu olduğunu fiilen ve resmen ilan etmiştir. Türkiye tarım alanında büyük üretim kapasitesine sahip kılınmış ve zaten var olan zenginlikleri yapılan yardımların onarılmasına ve alınan borçların ödenmesine gittiğinden ötürü Türkiye ekonomisi gelişimini büyük ölçüde kaybetmiştir. Ve küresel arenada yan rolle verilerek gözü boyanmış bir nevi kandırılmıştır.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir